Türkiye’de girişimcilik kavramına verilen önemin artmaya başladığını görmek zor değil. Eski zamanlara göre çok daha fazla girişimci hemen her sektördeki yeni fikir ve bakış açılarıyla karşımıza çıkıyorlar. Aynı esnada da bir yandan kamu, diğer yandan özel sektör bu girişimcileri desteklemek için özel programlar oluşturuyorlar.
Eskiden de benzer programlar vardı ama son zamanlarda ülke çapında girişimcilikle ilgili bilgi birikimin artması bu programların artık daha etkili sonuçlara dönüşmesini sağlıyor. Üstelik daha önceden genellikle sadece daha ileri dönemlerdeki şirketlere verilen destekler çokken artık erken aşama girişimcilerin de çeşitli desteklere ulaşmaları mümkün oluyor.
Zaten benim de kişisel olarak en çok önem verdiğim kısım bu girişimlerin erken aşamaları. Girişimlerin henüz olgunlaşmadan önce duydukları ihtiyaçlar o kadar fazla ve bu ihtiyaçlar o kadar kritik ki. Dünya çapına ulaşabilecek bir girişimin kaderi büyük oranda bu dönemde çiziliyor.
Bu noktada da girişimlerin en çok ihtiyaç duydukları bu temel konularda destek veren kuluçka merkezleri büyük önem taşıyor.
ABD’de yapılan bir seçilen bir grup yeni girişim üzerinde yapılan bir araştırma, kuluçka merkezi desteği almayan girişimlerde hayatta kalma oranının yüzde 40’lar civarında olduğunu gösteriyor. Kuluçka merkezi desteğine sahip yeni girişimlerde ise bu oran yüzde 87’ye ulaşıyor. Yani kaba bir hesapla kuluçka merkezi en kırılgan dönemindeki girişimlerin ayakta kalabilme ihtimallerini iki katına yakın oranda artırıyor.
Kuluçka merkezlerinin girişimler açısından neden bu kadar önemli olduğunu da bilmekte fayda var. İşte kuluçka merkezlerinin girişimlerin gelişiminde fark yaratan en önemli araçlardan biri olmalarının başlıca nedenleri…
Erken aşamada en iyi seçenek
Erken dönemde bir girişimin çok sayıda temel ihtiyacı vardır. Bunların hepsini bir arada bir paket halinde sunabilen kuluçka merkezleri tek bir kanaldan girişimcilerin ilk sorunlarının büyük kısmını bir kere çözerler.
Girişimciliğe uygun ortam
Mantığı tamamen girişimlerin gelişmesi üzerine kurulu olduğu için çok sıkıcı prosedürleri, gereksiz bürokrasileri yoktur. Bu anlamda girişimcilerin önünü kesmek yerine onları ileri taşımayı hedeflerler. Sağladığı çalışma ortamından, verdiği diğer desteklerde hep bu ön plandadır.
Network, network, network
“Your network is your net worth” diye gerçekten de boşuna dememişler. Kuluçka merkezleri erken aşama girişimlerin ihtiyaç duyabilecekleri bağlantıları kurmalarına yardım ederken, bu yeni bağlantılar onlardan büyük taahhütler beklemezler. Erken aşama bir girişimle uzun vadede potansiyel değer üretebilecek bir iş birliği kurmak ve bu değeri oluşturmak için başlangıçta destek olmak onlar için yeterlidir.
Diğer yandan araştırmalar bir kuluçka merkezinden çıkan her 5 girişimden 4’ünün aynı kuluçka merkezi ile bağlarını koparmadığı ve o network içerisinde yer aldığını gösteriyor. Yani kuluçka merkezine girmek, o kuluçka merkezinin eski-yeni tüm network’üne de erişim olanağı sağlamış oluyor.
Mentor desteği
Erken aşama girişimlerin eksiği çoktur. Genellikle yeterli sermayesi, iş gücü ve tecrübesi olmaz. Sermaye ve iş gücü bir şekilde temin edilebilir ama tecrübe ancak zamanla kazanılabilir. İkinci en iyi seçenek ise benzer konularda zengin tecrübesi olan bir akıl hocası ya da diğer adıyla mentorun deneyimlerden yararlanmak. Tabi ki her girişimin kendi özel durum ve ihtiyaçları farklıdır ama Amerika’yı tekrar keşfetmeyi gerektirmeyen konularda bir girişimin başarısı kimin mentorluk yaptığıyla bile değişebilir.
İş modelini erken aşamada doğrulama imkanı
Kuluçka merkezinin sunduğu mentorluk desteğinin en önemli faydalarından biri de girişimcinin iş fikrinin uygulamaya uygun olup olmadığını çok geç olmadan ayırt edebilmek. Eğer girişimcinin aklındaki iş fikrinin aslında uygulanamayacak veya pazara uygun olmadığı kuluçka merkezindeyken ortaya çıkarsa, bu erken aşamada pivot ederek daha doğru bir yoldan devam etmek mümkün olabilir.