Türkiye Verimerkezi Pazarı Nereye Gidiyor?

2013 Yılında ülkemizde verimerkezi alanında çok ciddi gelişmeler görülmektedir. Bu gelişmeler sadece özel sektör içerisinde değil artık devlet ve regülasyon tarafından da desteklenen birer ülke politikası olması yönünde ilerliyor ve bu ülkemiz için güzel günlere ışık tutuyor olmalı… (mı?)

Öncelikle son 12 aylık gelişmelere göz atalım.

Turkcell, ankara verimerkezini duyurdu, toplamda 200-300 m2 kapalı bir alanda planlanmış olan alt yapının tüm mühendislik ve planlaması Turkcell ekibi tarafından yapıldığı duyuruldu.

Datacenter Dynamics organizasyonu düzenlendi, bu organizasyon katılım olarak en geniş katılımcı sayılarına ulaştı ve TIER konusundaki seminere katılım ciddi ilgi gördü.

IDC, Türkiye içerisinde 2011-2012 yılında verimerkezi ve hosted servisler konusundaki gelirlerin 140-150 milyon USD seviyesine ulaştığını duyurdu.

BTK düzenlediği toplantılarda güvenlik ve hosting şirketlerinin yasal taleplere uygun ve hızlı dönüş yapmaları için çeşitli bilinçlendirme toplantıları düzenledi.

Türk Telekom yeni verimerkezi için planlama çalışmalarına başladı, bu çalışmada kamu odaklı bir planın ağırlık kazandığı dedikodular arasında yer aldı.

SadeceHosting avrupanın en büyük verimerkezi işletmecisi Telecity Group tarafından satın alındı.

Vodafone yeni verimerkezini duyurdu.

SadeceHosting neden satıldı?

Bu konuda ayrı bir yazıda konuya dair notlarımı ve fikirlerimi paylaştım, bu yazıma ulaşmak için diğer yazılarımı incelemenizi rica ederim.

Komşu ülkelerde neler yaşandı?

Yunanistan, ekonomik kriz sebebi ile ciddi derecede geriledi ve bu gerileme uzun vadede pek toparlanacak gibi görünmüyor. Haliyle verimerkezi sektörüde bu durumdan etkilenmiş durumda. Kısacası ülkemiz için kısa vadede rekabet edilmesi gereken bir pozisyonda değiller.

Bulgaristan, son 5 yıllık hem ülke politikası hem yasal düzenlemeler hem de ticari yapıları sayesinde bulgarlar bu alanda ülkemiz için en büyük rakip ve tehdit durumundadır. IX yapısına 3 yıl önce geçmiş bu ülke özellikle alt yapı tarafında devletin belirlediği ekonomik ve mantıklı fiyat politikası sayesinde bölgede rakipsiz durumdadır. Dark fiber hizmetlerinde fiyat aralığının KM başına 5-6 euro civarına sağlandığı bu ülke kısa dönemde bölgenin yıldızı olmuştur. Bu hızlı gelişim kendisini sektörün pozitif geliştirmesini sağlamış olsa da Türkiye eğer doğru hamleleri yaparsa Bulgaristanın parlayan yıldızını gölgede bırakabilecektir. Bulgaristanın şuanda asya-orta doğu-rusya bölgesinden ciddi trafikleri taşıdığının altını çizmemiz gerekiyor.

Rusya, lokal olarak çok büyük ve zor bir pazar olarak bilinen rusyanın en büyük sorunu yine kendi içindeki karışık yapısıdır. Bu nedenle bu dev ülkenin kuzeyde olmasının maliyet avantajına dönüşmesine rağmen karmaşanın hakim olması sebebi ile dünya devlerinin ilgisini çekememesi gayet normaldir. Fakat buna rağmen neredeyse tüm Türk Cumhuriyetlerinin trafikleri ve ortadoğudaki özellikle batı ile kavgalı ülkelerin erişimleri Rusya üzerinden veya Rus şirketleri tarafından sağlanmaktadır.

Doğu ve Orta doğu bölgesindeki komşularımız ise şimdilik bizim için bir tehdit oluşturmamaktadır. Fakat ülkemizdeki özellikle telekom alanında hantal ve negatif gelişme yapısı bu ülkelerin gelecekte ülkemize alternatif olmalarına neden olabilir.

Ülkemize Geri Dönelim;

Ülkemizde şuanda yer alan verimerkezi işinin gelişmesi dijital ekonominin gerçek ekonomiyi daha güçlü ve daha rekabetçi yapabilmesi için kişisel yorumlarım şunlardır.

Gerçek Rekabet Ortamı sağlanmalı: şuanda ülkemizin yapısında Türk Telekom ve Superonline/Turkcell, Vodafone gibi şirketlerin alt yapı tarafında faaliyet yürüttüklerini hepimiz biliyoruz. Fakat bu noktalarda gerçek rekabet için alternatif şirketlerin sayısının hızlıca artması şarttır. Bu şirketlerin artmasındaki en önemli nokta regulasyon ve alt yapı kurallarının denetlenmesi- izinlerin mantıklı ve hızlı süreçlerde sağlanmasıdır. Örnek olarak son 5 yıldır İstanbul içerisindeki kazı izinleri bu durumu malesef çok ciddi negatif etkilemektedir.

Şuan için en geniş alt yapı yine şahsen hatalı özelleştirdiğini düşündüğüm Türk Telekom’un elindedir. Fakat Türk Telekom bazı mahkeme kararlarına ve kurul kararlarına rağmen, rekabet kurumlarından gelen cezalara rağmen alt yapısını kendisine rakip şirketlere kullandırma konusunda biraz bencil haraket etmektedir. Son 1-2 ay içerisinde yaşanan alt yapı paylaşımı yönünde işlemler olsa da bu konunun gerçekçi olarak oturması zaman alacaktır. Bu durum ülkemizin ALEYHİNEDİR!

Alternatiflere baktığımızda Superonline’ı görmekteyiz, bu noktada superonline henüz regule edilmeyen bir dönemde hızlı bir şekilde (henüz daha sektör duruma uyanmadan, belediyeler veya yerel yönetimler konuya ciddi bir kurgu oturtmadan) alt yapısını kurmuştur. Bu alt yapı genel anlamda doyurucu olsa da gerçekten tüm ülkemizi kapsama konusunda yetersizdir. Fakat yinede ülkemiz için güzel bir gelişme durumundadır. Fakat malesef fiyat ve rekabet konusunda çok ciddi yol almaya neden olduğunu söylemek zordur. BTK tarafından açıklanan raporlara göre Superonline tarafında artış olan rakamlar genelde çok yüksek fiyata satışı yapılan ürünlerdir. Bu noktada Superonline fiyatlarının Turk Telekom fiyatlarından sadece %5-10 aşağıda tutularak şirketin ticari karlılığını ön planda tuttukları görülmektedir. Şahsen bu konuda gelişmenin mevcut pastadan büyük pay almak yönünde olduğunu yorumlayabiliyorum. Gerçekçi bir gelişmeden uzak olduğunu düşünüyorum.

Alternatif diğer operatörlerde 1-2 şirket dışında durum benzerdir.

Gerçekçi bazı şirketlerde ise pozitif gelişmeler yaşanmakta fakat bu tür şirketler genelde legal süreçler veya izinler nedeni ile ciddi zaman kaybetmekte ve heyecanları kaybolarak yine ülkemizin aleyhine gelişme gözlemlenmektedir.

Bu noktaların tamamı ülkemizdeki LOKAL ERİŞİM noktasından yorumlardır. LOKAL Erişim teknoloji ve iletişimin dolayısı ile Verimerkezi süreçlerinin kan damarları durumundadır. Damar sayısı azalırsa yeterli kan gitmeyecek, organlar gelişmeyecektir.

Yasal Düzenlemeler Şart: Bu düzenlemelerin kapsamı verimerkezi şirketlerinin ve teknoloji şirketlerinin tanımlamalarının eksiksiz ve doğru bir şekilde yapılmasından geçmektedir.

Şuanda ülkemizde verimerkezi işletmecisi ISP ile YER Sağlayıcı arasında bir yerlerdedir. Ne öyle ne böyle süreci nedeni ile verimerkezi işletmecisi sorumlusu olmaması gereken süreçler yönetmek zorundadır. Daha büyük bir sorun olan yetkili durumuna bakarsak konu içler acısı bir haldedir. Son 1 yıl içerisinde verimerkezi yöneticisi olarak 30 ayrı dosya için ifade verdim, 3 ayrı dosya için ofisten emniyet tarafından zorla alınarak (tıpkı cinayet işlemiş veya uyuşturcu kaçırmış biri gibi) emniyette ifade vermek zorunda bırakıldım. Bu konuda yasal düzenlemelerin tam olarak oturmaması durumunda hiç bir dünya şirketinin ülkemize gerçekten isteyerek geleceğine inanmıyorum.

Vergisel Düzenlemeler: Vergi malesef ülkemizde teknoloji sektörü için zayıf halkalardan biridir. internet erişimindeki %5 ÖİV, erişim hizmetlerindeki %15 ÖİV sektör için can damarı olan erişim süreçleri için artan maliyetleri ifade etmektedir. Özellikle son kullanıcı noktasında bu maliyetler müşterilerin bu ihtiyaçlarını yurtdışında karşılanmasında büyük etkendir.

Yetersiz ve Yüksek Enerji Maliyetleri: Şuanda enerji fiyatlamasında avrupada en pahalı ülkelerden biri durumundayız. Coğrafi olarak zaten soğutma maliyetelerinde rekabette arka sıralarda kalmamıza ek olarak enerji maliyetleri sektörün gelişimine negatif etki yapmaktadır. Enerji maliyetlerinde ağır ve hafif sanayi için uygulanan hiç bir teşvik verimerkezi işletmecilerine verilmemektedir. 10 bin TL yatırım yaparak 2 konfeksiyon ekipmanı alıp tekstil işine girdiğinizde %35-50 oranında indirimleri alabilirken 100 milyon TL yatırım yaptığınızda malesef yaptığınız iş sanayi olarak görülmediği gibi aksine alt yapı yetersizlikleri nedeni ile daha fazla yatırım maliyetleri ile boğuşmanız gerekmektedir. Şuanda pek çok gelişmiş şehirde olduğu gibi yüksek kapasitede enerji kullanmak istediğinizde malesef bu kapasiteler eski teknoloji enerji alt yapılarımız nedeni ile mümkün olmamaktadır.

ERİŞİM, ERİŞİM, ERİŞİM! 

Verimerkezi sektörü bacasız fabrikaların son noktasıdır. Görünürde ufak operasyon yönetilmekte fakat toplam ekonomiye katkısı diğer sektörlerden çok daha fazladır. Bunun en iyi göstergesi açıklanan kredi kartı harcama raporlarındaki online ödemelerin oranıdır. 10 kişinin çalıştığı bir verimerkezi yaklaşık olarak 100.000 kişinin çalıştığı bir ekonomiye alt yapı sağlamaktadır. 

Bu alt yapının gerçekten işlevsel olabilmesi ERİŞİM servislerinin kalitesi ve çeşitliliği ile rekabetçi fiyatları ile mümkündür. Bu nedenle ERİŞİM özellikle desteklenmesi gereken bir noktadır.

Peki Neler yapılmalıdır?

Bu noktların tamamı sektör çalışanı olarak kişisel fikirlerimdir. Şahsen bana mantıklı ve gerçekçi gelmektedir.

Son 10 yılda Başbakanımızın ve Hükümet yetkililerimizin defalarca bahsettikleri duble yolların faydasını hepimiz biliyoruz. Bu yapıların planlanması döneminde ulaştırma bakanlığının yollar ile birlikte fiberoptik alt yapıların uygulanabileceği alanları en baştan düşünmesi ülkemizi dünyanın sayılı alt yapı cennetlerinden birine dönüştürecektir.

Zaten yol için yapılan 10000 birim yatırıma ek olarak 1 birim harcanarak sadece güzergah sağlanması sadece basit bir plastik boru döşenmesi yeterlidir.

Bu alanların yapılmasına paralel kullanımları için izinlerin ve işletmenin mantıklı şartlar ile sağlanması da önemlidir.

Aksi halde sözde yapılar kuru sıkı olmaktan öte gidemeyecektir.

Yapılan bu yollar ipek yoluna ev sahipliği yaparak gelişmiş bir coğrafya sahibi bizler için DİJİTAL İPEK YOLU nu kurmak için çok büyük fırsat ve imkan verecektir.

Sonuç olarak: Şuandaki görünüm ile ülkemizdeki verimerkezi işi zaten pazar payını yöneten şirketlerin bu pazarı geliştirmeden ek yatırım yapmadan daha fazla ciro yapmaları için uygundur. Fakat gelişmelere ayak uydurmak, ülkemizin bu alanda bölgesel güç olması ve bölgenin tümünde VERİ AMBARI olarak görev üstlenebilmesi için yetersizdir.